Başarılı oyuncu Özge Özder ile röportaj yaptık...
Harika oldu mutlaka okuyun...
Beni sevdiğini biliyorsun...
Çok çok öptüm...
Dedikoducu Çocuk
Özge Özder Kimdir?
Elif Özge Özder 1978'de Ankara'da doğmuştur. Ortaokul ve liseyi Ankara özel yükseliş kolejinde okumuş, daha o yıllarda tiyatro ile tanışmıştır. 1996 yılında konservatuvar sınavlarına girmiş ve (Ankara) Bilkent üni. Tiyatro bölümünü burslu olarak, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünü ise yüksek dereceyle kazanmıştır.
Oyunculuğa nasıl başladınız?
2000 yılında Ank. Dev. Kons. Tiyatro bölümünden mezun olmuş ve profosyonel oyunculuk hayatına BKM ile başlamıştır.
2001 yılından beri aktif olarak tiyatro sahnelerinde olan oyuncu 2004-2006 yılları arasında Kanal D'de yayınlanan Haziran Gecesi dizisinde canlandırdığı Lale adlı rol ile televizyonda da büyük başarı yakalamış, isim olarak akıllara kazınmıştır. Show tv de yayınlanan Dudaktan Kalbe dizisinde canlandırdığı çelik prensesi Prenses Cavidan ise televizyon kariyerinin doruk noktası olmuştur.
Hangi dizilerde oynadınız?
Ferhunde Hanımlar,Dadı,Sonbahar Kadınları,Çifte Bela,Estağfurullah Yokuşu,İyi Aile Robotu,Haziran Gecesi,Emret Komutanım,Dudaktan Kalbe,Ömre Bedel.
Desperate Housewives dizisini izlediniz mi?
Sadece denk geldiğimde eğlenerek izlediğim bir işti.Bir oyuncu olarak çok özendiğimi hatırlıyorum.
Umutsuz Ev Kadınları dizisinde oynama teklifi nasıl geldi?
Bu iş için çok uygun olduğum konusunda hemfikir olunmuş. Görüşmeye çağırıldım. En uygunu hangi kadın karakter olur diye fikir alışverişlerimiz oldu. Edie de karar kılındı. Benim o dönem başka düşüncelerimde vardı aslında hayatımla ve oyunculuk kariyerimle ilgili.. Ama Fatih bey’’ gel bu işte oyna, çok güzel olacak .’’ dedi. Çok uzun bir zaman düşündüm aslında. Bir aydan fazla diyebiliriz. Tüm bu süreç hep kontak halinde geçti Tanıtım çekimlerine bir gün kala dahil oldum. Çok zor bir karar süreciydi.
Edie Brit çok sevdiğim bir karakterdi.Cilveli ve şuh görünümlü “Emel” nasıl bir karakter olucak biraz bahsedermisiniz?
Aynen tarif ettiğiniz gibi olacak. Tabii bunun Türkiyede ki eşittiri neyse onu göreceğiz. Üç kocadan ayrılmış,gayet özgüvenli,dobra, ne istediğini bilen bir dişi ve oldukça çapkın,eğlenceli bir kadın göreceğiz.
Çekimler ne zaman başlayacak?
22 ağustos diye planlanıyor. Ama değişiklikler olabilir tabii. Koca bir mahalle kurmak, karakterleri bizim oyuncuların üstüne gore biçmek, bunca kadın karaktere stil, makyaj ve yeni bir tarz yaratmak vs vs.. bunlar zor işler.. çok titiz çalışılıyor...
Kadro hakkında düşünceleriniz neler?
Karar vermemde büyük rol oynadı bu kadro. Hepsi oyunculuk kökenli ve kendini ispat etmiş iyi oyuncular. Aramızda konuştukta, birbirimizin ismini duydukça içimiz ferahlamış. Beş kadınlı bir sette hayat çok zor olabilirdi çünkü kadınlarımız hem oyuncu olarak, hem insan olarak doğru seçilmiş diye düşünüyorum...
En sevdiğiniz renk?
Beyaz...
Favori parfümünüz?
Araya başka parfümler alsamda yaklaşık on senedir yazları dkny women, kışları Armani she değişmezlerim olarak yerini koruyor...
Yeniden çekilen diziler hakkında görüşleriniz neler?
Özgün bir senaryoda oynamak fikri bana daha sıcak geliyor aslında.. Bir rolün ilk senin tarafından yorumlanması, her hafta senaristle beraber o rolü biçip,kavurmak bunlar büyük haz verir bir oyuncuya..Uyarlamaları tehlikeli buluyorum. Üstüne koyacağın bir yorum, katacağın yaratıcı birşey olmalı mutlaka..Yoksa taklit herzaman aslını yaşatır. Yabancı diziler ve romanlar belli bir kesim tarafından tüketiliyor ve biliniyor aslında. Herkes hakim değil romanlara yada cnbc-e dizilerine.Bana esas korkutucu ve uzak gelen eski filmlerimizin dizi yapılıyor oluşu.Hepimiz onlarla büyüdük nede olsa...
En son hangi filmi izlediniz?
Bu sene festivali tam olarak takip edemediğim için festival filmlerini tamamlamaya çalışıyorum..Les Petits Mouchoirs son izleyip beğendiklerimden oldu..Oldukça minimal ama derinliği de olan bir film..
Günlük hayatınızdan biraz bahsedermisiniz?
Evcil biriyim ben.Asosyal olmamakla beraber tüketilen yada öldürülen zamandan çok ,değerlendirilen zamanı severim..Arkadaşlar arasında sinema, tiyatro,konser veya seyahat organizasyonlarının öncüsüyüm denebilir..Arkadaşlıklarım aile tadında olduğundan ev keyfi ön planda..Anaç bir tarafım var.Yemekler hazırlayayım yenilsin hoşuma gider. Çalışma hayatında tiyatro ön planda, kalan zamana set ve reklam dublajlarını sığdırmayı başarıyorum ama yorucu olabiliyor. Onun dışında köpeklerim var.Bahçeli, müstakil bir evde yaşıyorum..Spor aletlerim var evde zaman buldukça spor yapıyorum..Kısacası bahçeyle kendisi ilgilenen, bisiklet kullanmayı seven,köpeklerine aşık,doğa düşkünü,popular mekanlardan uzakta sosyalleşen biriyim.. Okumak ve film izlemek hayatımın vazgeçilmezleri..Yazıp çiziyorum da bir yandan.. İşte böyle geçiyor hayat...
Fobileriniz varmıdır?
Dar ve kapalı alanlar tedirginlik yaratıyor. Astım hastası olmamla alakalı olabilir. Asansörde kalmak kabus olurdu mesela..Çok aşırı yüksekten manzaraya bakarım ama tam aşağıya asla..Onun haricinde tüm canlılarla aram çok iyidir..Sadece hamam böceğine bakamam..Kaşınmama neden oluyor...
Küçükte olsa sırlarınız varmıdır?
Elbette.. Herkesin vardır.. Hatta herkesin küçük değil, bir dolu, kocaman sırları vardır bence..
DedikoducuÇocuğu takip ediyormusunuz?
Etmiyordum.Yeni tannıştım ve iyi ki de tanıştım..Sorularınız çok keyifli çünkü..
Beni kırmayıp röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
İlginiz için ben teşekkür ederim...Güzel bir buluşma oldu..Hep yapalım iyi çalışmalar..Tüm okuyuculara sevgiler... özz !!
