Ekrana fena halde yakıştırdığım şiddetle ekranda olmasını istediğim ve çok sevdiğim Behzat Uygur ile röportaj yaptım... Aman yanlış anlaşılmasın "oğlu" ile röportaj yaptım :)
Keyifle okuyun...
Xoxo
Dedikoducu Çocuk
1.Behzat Uygur kimdir? Kendinden biraz bahseder misin?
5 Kasım 1991 İstanbul doğumluyum. Tipik bir akrep burcuyum. Sürekli kendini yenileyen, hırslı, duygusal, tutku ve aşk dolu bir adamım. Ama hepsinden önce temiz kalpli bir insanım ki en önemlisi de bu bence.
2.Kısa film çalışmalarından bahsetmek ister misin?
Vakit buldukça kısa film/klip tadında işler yapmayı seviyorum. Genelde kendi projelerim olmuyor bunlar, arkadaşlarımın ricası üzerine onların işlerine destek oluyorum. Gerek reji anlamında gerekse sanat, kurgu veya prodüksiyon anlamında. Yakın zamana kadar kendi kısa filmlerime vakit ayıramamıştım çünkü zaten yeterince yoğun bir iş hayatım var. Ama kafamda olan iki tane proje vardı bir kaç yıldır. Şimdi bir tanesine hayat veriyoruz: “Sıradan Bir Mart Gecesi”… Gerçek hikayelerden esinlenerek yazdığım bir senaryo. Yakın zamanda çekimlerine başlıyorum, muhtemelen Aralık ayında da internet üzerinden seyirci ile buluşacak filmimiz. Bir diğer proje ise çocukluk hayalim olan, yine gerçek bir hikayeyi yansıtan daha büyük bir proje. Biraz sürpriz bir iş o yüzden tek söyleyebileceğim uzun metraj olacağı ve izleyici ile sinema salonlarında buluşacağı bir iş olması.
3.Oyuncu olmayı hiç düşündün mü? Seni ekrana yakıştırıyorum yoksa ilgi alanın değil mi? Doğal yetenekli olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle teşekkür ederim :) Oyunculuk hep aklımda olan, denemek istediğim bir heyecandı. Sadece heyecandan ibaret olduğu için oyunculuk adına hiç bir adım atmadım yakın zamana kadar. Şimdilerde iyi bir oyunculuk eğitimi almak için, kendimi en doğru şekilde geliştirebileceğim araştırmalar içerisindeyim. Ufak ufak başlamayı planlıyorum.
4.Oyunculuk teklifleri alıyor musun?
Açıkçası bu yola adım atmamla ilgili 1-2 sektörden bir kaç istek oldu ancak demin de dediğim gibi işin hakkını vermek adına öncelikle bir eğitim almak istiyorum, acelem yok.Doğru işle doğru zamanda olabilir. Hem kendimi de daha iyi hissedip daha iyi şeyler yapacağıma inanıyorum bu şekilde.
5.Baban ile aynı isme sahip olmanın zorluğunu yaşıyor musun?
Babam ile aynı isme sahip olmanın zorluğunu aslında pek yaşamıyorum. En büyük zorluk; telefonda görüştüğüm insanların beni babam zannetmesi ve benim durumu açıklamaya çalışmam gerektiği zamandır :)
6.Yakında Gözüm Üstünde adında televizyon programı başlıyor. Sanırım sende ekipte yer alıyorsun nasıl bir iş olacak?
Evet Ekim ayında Star TV ekranlarında yayınlanacak bir proje hazırlıyoruz. Bafta Ödüllü yabancı format “Gogglebox”ı Türkiye’ye getiriyoruz aslında. Projeyi çok güzel anlatan bir sloganı var aslında; “Bugüne kadar hep biz televizyonu izledik, peki ya televizyon bizi izleseydi?” Türk televizyonlarının daha önce yapmadığı değişiklikte bir proje. 10 hane, hepimizin izlediği programlar ve haftanın olayları hakkında yorumlar yapacak ve biz hem onları tanıyacağız hem de onlarla beraber televizyonda kendi izlediklerimizi tartışacağız. Sosyal medyanın televizyon ekranlarında hayat bulması gibi olacak.
7.Albüm yapsam çok satar diyebilir misin? Sesin de çok iyi. Nerden geliyor bu yetenekler :)
Albüm yapsam muhtemelen çok satmaz belki de hiç satmaz :) Çok fazla dinlediğim ve sevdiğim şarkılar var. Herkesin vardır. Bazı zamanlar o şarkıları söylerken bir şekilde ses güzel çıkıyor. Ben de şaşırıyorum hatta. Bir kaç tane videom var internette ve yazılan yorumları görünce çok mutlu oluyorum. Çok küçük yaşta piyano çalarak başladım müzik eğitimime ama ardından bıraktım. Bir dönem şan eğitimi aldım çok kısa bir süre... Bir şekilde devamı gelmedi onun da… Müzik en büyük keyiflerimden bir tanesi ve hobi olarak, amatörce yapmaya devam edeceğim.
8.Favori parfümün?
Thierry Mugler, A Men Pure Coffee
9.En sevdiğin erkek oyuncular?
Erdal Beşikçioğlu ve Erkan Can yıllardır hayranlıkla izlediğim ve örnek aldığım oyuncular.
10.İzlediğin yabancı diziler?
Under The Dome, Spartacus ve Lie To Me… Ama hayatımın her döneminde bıkmadan usanmadan yeniden ve yeniden izlediğim tek tv projesi “Friends”dir kesinlikle.
11.Sence aşk nedir? Ve aşık olunca nasıl biri olursun?
Delacroix’in çok güzel bir sözü var: “Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister.” Bence aşkın en güzel tarifi.
12. Küçükte olsa sırların var mıdır?
Herkesin olduğu gibi tabii ki benim de var..
13. Boş bir günün varsa neler yaparak geçirirsin?
Eğer boş bir gün yaratabilmişsem kendime yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri öncelikle geç uyanmak.. Uykuyu çok seven biriyim. Ardından bütün günüm çizim yapmak, yazı yazmak ve müzik dinlemekle geçer.
14. Beni takip ediyorsun çünkü..............
Seni takip ediyorum çünkü televizyon sektörüne dair önemli düşüncelerin var. Yayınlanan projelere yaptığın yorumları, önerileri değerli buluyorum. Aynı zamanda bunların dışında kendine güvenli ve umursamaz duruşunda eklenince sayfan daha ilgi çekici oluyor.
15.Twitter olmsaydı ne olurdu?
Twitter olmasaydı daha az mutlu olabilirdim. Twitter veya sosyal medya sayesinde, tanımadığın insanlarla iletişime geçebiliyorum, onların değerli fikirlerini alabiliyorum ve beni en çok mutlu eden de takipçilerimin çok samimi olması. Herhangi bir paylaşım yaptığımda en samimi en gerçek duygularıyla geri dönüş yapıyorlar bana. Her gün görüştüğü arkadaşı, abisi veya kardeşi yerine koyup beni o samimiyette yaklaşıyorlar ve bu da çok memnun ediyor beni. Her mesaja tek tek cevap verip her biriyle tek tek ilgilenmek için özen gösteriyorum, vakit ayırıyorum. Daha da basite indirgemek gerekirse Twitter olmasaydı seni tanıyamazdım ve bu röportaj gerçekleşemezdi bile :)